Naber ? Ben yine bildiğin gibiyim.Bir yazıdan ne kadar tanıdın bilmem ama,yine aynıyım.Hissiz,heyecansız,fikirsiz,hareketsiz..Bazen 'şu dinler hakkaten ne kadar saçma yeeaaa' deyici,bazen de kendime bunları düşündüğüm için hakaret üstüne hakaret edici..Agnostik bizim gibilere deniyor herhalde.Ne güzel lan,hem bir fikrin yok hem de verilen ünvana bak ; AGNOSTİK.Çok karizmatik değil mi sence de ?
Şu sıralar sadece müzik ve çalışma.Yurt ev anane üçlüsünde dönüp duruyorum.Sabit kaldığımda düşünmeye başlıyorum çünkü.İlk yazımda da dediğim gibi düşünmek istemiyorum.Bu yüzden her 2 günde 1 yol gitmem gerekiyor.Bu fikirsizlik bile bir külfet getiriyor anasını satim.
O değil de annem benim din konusunda kararsız olduğumu bilse kim bilir ne kadar üzülürdü.
Aslında kararsız da değil gibiyim.
Cümleye baksana,tam kararsızlık ifadesi.
Artık inkar etmiyorum çünkü beraber kaldığım arkadaşım namaza falan kalktığında yaptığı hareket bana gereksiz gibi geliyor.Ve kılmadığım için pişman olmuyorum da.
'Pişmanlık duymak tevbedir.' demiş Hz.Muhammed
Hz.yi kaldıramıyorum çünkü ne zaman bunu yapmak istesem 'gavat gavat hareketler yapma itoğlu piç' diyor içimden bir ses.
Bir nevi bağ yani.Bir anlık saygı,hissediş.Hoşuma gidiyor.
Acaba ben bu dinde ne kusur buldum ? Önce bir evrim programı izledim.
Yıllardır kesin doğru kabul ettiklerimin üzerinden dozer gibi geçti zihnimde.
Evrim doğru olduğu için dozer gibi geçmedi,sadece o fikrin varlığı bile beni benden aldı.
Üşüdüm...Anlıyor musun abi ? Yaratıcı fikrinin dışında bir fikrin varlığı beni çok üşüttü o gün.
16 yaşındaydım.
Aklıma direk olarak sızıntı dergisi geldi.
Açtım,feyz aldım.Kambriyen patlamasından bir şeyler okudum.
Rahatlar gibi oldum.
Gece,seninle ilk kez o gün tanıştım...
Geceler o geceden önce benim için tamamen zevk pınarıydı.
Beğendiğimiz kızlar zihnimizde yatağa atılır bir güzel işleri görülür sonra mutlu mesut uyunurdu.Ya da ne bileyim aşk hayallerine dalınırdı.Sen nasıl yatıyorsan aynı o şekil işte.
O günden sonra varlığı sorgulamaya başladım.
Varlığı sorguladıkça,yokluğa doğru adım attım.
Çünkü bir lise öğrencisi olarak evrimle ilgili terimlere çok yabancı kalıyordum.Savunan da savunmayan da öyle terimler söylüyordu ki yani inansan mı inanmasan mı.İnansan neye dayanarak inanmasan neye dayanarak ?
+hmmm hocam bu bilmemneyin bilmemnesi bilmemne zamanında işlevini yitirmiş demek ki evrimin bir safhası olarak kabul edebiliriz bunu ?
-aferin çabuk kapıyorsun sen de yavaş yavaş aydınlanıyorsun toplumun ilkel yapısından sıyrılıyorsun inşallah bir gün aydın olacaksın maşallah
veya
+ hocam ya şurdan şöyle bir şey olamaz ki zaten baksanıza bence de çok saçma yani hem ilk madde nerden çıkmış bilinç nerden gelmiş ben nasıl aşık olmuşum di mi ama
-şş aşk maşk yalan.aferin çoççuum.
durum böyle yani.
ben fikirlere açılmak istedikçe fikir adamı olduğunu iddia edenler kapalı üslupları benimsediler.üslubu açık olanda da kibir boldu,kibirli insanı dinlemem asla.
ne bileyim,ekşicilerin kendinden emin evrim savunuculuğunu görünce de insan etkileniyor tabi.ama sorun şurda.her şeyin tesadüf olduğu fikrinde.
olamaz böyle bir şey.
işte bu yüzden çelişkiden bahsediyorum.
yazının geneline baktığınız zaman çelişkinin ne boyutlarda olduğu açıkça ortada değil mi ?
haydi öptüm.
ışıklı ortamda bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder