11 Ağustos 2012 Cumartesi

Dinden dönenlerin öldürülmesi hakkında

Hz.Ömer mürtedin ölümünden şikayetçi ve rahatsız olduğu halde Bediüzzaman'ın ve alimlerin çoğunun mürtedin ölümünü savunması sadece bana mı garip geliyor ? Bediüzzaman karşıtı falan değilim ama söz konusu insan canıyken bu kadar keskin bir ayrımın bulunması düşündürücü.

Aslında bakarsanız İslam'da bir sorunun birden fazla cevabının olması geleneği oturmuş durumda.Şu kişiye göre,bu mezhebe göre..Yorumlar almış başını gidiyor.Her kafadan bir ses desek,belki de günah işlemiş olacağız ama gerçekten durum böyle.Bundan nasıl bir anlam çıkartırsınız bilmiyorum ama sanki İslam dünyasında bazı taşlar yerine hala oturmadı.Bir yandan da çoğu zaman Kur'an da tek başına yetmiyor.Namazın 5 vakit olması,abdest nasıl alınır gibi konular Kuran'da yazmaz mesela.

Bu açmazdan kurtulmaktansa ''Ümmetin ihtilafında rahmet vardır.'' hadisinin arkasına sığınılarak mesele örtbas ediliyor.Bu hadisin arkasına sığınıp ilahiyatçıların bilimsel açıklamalardan kaçınması en hafif tabiriyle kolaycılık örneği.İmam kolaycılık yaparsa varın siz düşünün cemaatin halini.

''Başımızdakilerin pislikleri yüzünden bizi de helak edecek misin Allahım ?''

M.Akif belki şu dizelerinde ''biçare'' ile savaşta hayatını kaybeden garibanları kastetti ama ben ''inancını kaybetmek üzere'' veya ''kafası karışık'' anlamında kullanacağım müsadenizle ;

''Ya Rab bu uğursuz gecelerin yok mu sabahı ?
  Mahşerde mi biçarelerin yoksa,felahı ?''


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder